31 Mayıs 2011

Dragon Fest Haliç

 

 Dragon Fest Haliç
  Kurumlar arası motivasyon için düzenleniyor. Ülkemizde, Dragon bot takımı 16 kürekçi, 1 davulcu olmak üzere toplamda 17 kişiden oluşur. Yarışacak 17 kişinin en az dördü kadın veya erkek olmak zorundadır. Her takımın 5 yedek yarışmacı bulundurma hakkı vardır. Takımlar için kilo, boy ve yaş farkı önemli değildir. Önemli olan takımın senkron içerisinde kürek çekmesidir. 

Yarışlar ve antrenmanlar esnasında takımlarda, organizasyon tarafından sağlanacak birer profesyonel dümenci görev alır. 


Fotoğraf yazara aittir.


Dragon Boat Racing 

A dragon boat (also dragonboat) is a human-powered boat (Paddled Water Craft) traditionally made of teak wood to various designs and sizes. It is one of a family of Traditional Long Boats found throughout Asia, Africa and the Pacific Islands. It is now used in the team paddling sport of dragon boat racing which originated in China over 2000 years ago.
  In China, dragons are traditionally believed to be the rulers of rivers, lakes and seas (so water) and to dominate the clouds and the rains of heaven. There are earth dragons, mountain dragons and sky or celestial dragons (Tian Long) in Chinese tradition. Mythical dragons and serpents are also found widely in many cultures around the world.

It is believed sacrifices through drowning may have been involved in the earliest boat racing rituals. During these ancient times, violent clashes between the crew members of the competing boats involved throwing stones and striking each other with bamboo stalks. Originally, paddlers or even an entire team falling into the water could receive no assistance from the onlookers as their misfortune was considered to be the will of the Dragon Deity which could not be interfered with. Those boaters who drowned were thought to have been sacrificed.

The standard crew complement of a contemporary dragon boat is around 22, comprising 20 paddlers in pairs facing toward the bow of the boat, 1 drummer or caller at the bow facing toward the paddlers, and 1 sweep (a steerer) at the rear of the boat. Dragon boats vary in length and crew size will vary accordingly, from small dragon boats with 10 paddlers, up to the massive traditional boats which have upwards of 50 paddlers, plus drummer and sweep. For example, in the area around the Tian He District of Guangzhou, Guangdong,China, the paddlers will increase to nearly 80 or more.
  • Sport racing distances are normally over 200 m or 250 m, 500 m, 1000 m and 2000 m, with formal Rules of Racing.
  • A festival race is typically a sprint event of several hundred metres, with 500 metres being a standard distance in many international festival races.



29 Mayıs 2011

Haydarpasa Rail Way Station


Istanbul Haydarpasa    is a terminus main station of the Turkish State Railways (TCDD) in Haydarpaşa close to Kadiköy at the Anatolian part of Istanbul, Turkey. International, domestic and regional trains running to east- and southbound destinations depart from this major terminal which was built as the terminus of the Istanbul-Baghdad and Istanbul-Damascus-Medina railways during the final years of the Ottoman Empire.
Unfortunetly building has been closed now for two years because of new railway facility works.

 Wiew from Haydarpaşa.







Daha Fazlası / Some More >>>> 


Fotoğraf yazarına aittir.

Siyah ve Beyaz Yeşilçam Nostaljisi


Sokağa doğru bir projeksiyon.

Mekan, Yeşilçam sokağında bir kahvenin içinden.



 

AMERİKALILAR HOLLYWOOD ŞEHRİNİ BAŞTAN BAŞA BİR SİNEMA ENDÜSTRİSİ HALİNE GETİRİRKEN, BİZLER 170 METRELİK DAR BİR SOKAĞI KADERİNE TERKETTİK
Beyoğlu semtinin ortasında herkesin bildiği meşhur istiklal caddesi vardır. Bir ucu Taksim’e, diğer ucu Galata kulesine kadar uzanan bu caddenin tam ortasında birde  kendi haline terkedilmiş küçük bir sokak bulunmaktadır. Bu sokak, Türk sinemasının yıllarca kalbi sayılmış, binlerce insana ekmek kapısını açmış, birçok ünlünün keşfedilmesine ön ayak olmuş yeşilçam sokağıdır. Tabelası bile olmayan bu sokağa gittiğiniz zaman göreceksiniz ki, sokakta birkaç seyyar satıcı ve kapalı kepenklerden başka görecek bir şey kalmamıştır.

27 Mayıs 2011

Muhteşem Yüzyıl Altın Kafes


Sultan's Golden Cage Altın Kafes

Mahidevran Sultan, ya da Mahidevran Gülbahar Sultan (ö. 1580) Osmanlı padişahı(Sultanı) Kanuni Sultan Süleyman'ın eşlerinden biridir.


Mahidevran Sultan'ın Arnavut kökenli olduğu tahmin edilmektedir. Mahidevran Sultan'ın Kanuni'yle tahta çıkmadan önce Manisa valisi olarak görev yapmaktayken beraber olduğu bilinmektedir.(Hürrem'den önce nikah kıyan padişah olmadığı için Kanuni Mahidevran Sultan'la evlenmemiştir).

Mahidevran Sultan 1515 yılında Kanuni'nin ilk erkek çocuğu olan Şehzade Mustafa'yı dünyaya getirdi. 1520 yılında eşinin padişah olması üzerine çocuklarıyla birlikte İstanbul'a geldi. Bu sırada Hürrem Sultan saray haremine girmişti ve kısa zamanda Kanuni'nin en sevdiği eşi haline gelmişti. 1524 yılında Hürrem Sultan da bir erkek çocuk dünyaya getirdi.

Mahidevran Sultan
Şehzade Mustafa yetişkinliğe ulaşınca Osmanlı geleneğine uyarak Amasya'ya vali olarak gönderildi. Gene gelenek olduğu üzere annesi Mahidevran Sultan da oğluyla birlikte Amasya 'ya gitti. Şehzade Mustafa'nın Kanuni'nin en büyük oğlu olması ve sevilen bir şehzade olması nedeniyle babasından sonra tahta çıkması bekleniyordu. Ancak Kanuni 1553 yılında oğlu Mustafa'yı kendisini tahttan indirmeyi planladığı inancıyla boğdurttu. Hürrem Sultan'ın Kanuni'yi bu kararında etkilediği inancı yaygındır. Şehzade Mustafa'nın öldürülmesinden sonra Mahidevran Sultan iyice gözden düştü.

Yaşamının büyük bir bölümünü fakir olarak oğlunun mezarının bulunduğu Bursa'da geçirdi. Ancak annesi Hürrem Sultan'ın ölmesinden sonra Hürrem Sultan'ın oğlu II. Selim Mahidevran Sultan'a maaş bağlattı ve 1555 yılında oğlu Mustafa'nın türbesini yaptırttı.
Mahidevran Sultan 1580 yılında Bursa'da öldü. Oğlunun türbesine gömüldü.

>>> Daha Fazlası İçin 


Fotoğraf yazara aittir.

21 Mayıs 2011

Nasip


Kimine kapı duvar, kimine âli-mekan.
Nasip.. 

Kapının eşiğindeki çıplak adem, soyut olarak  anasından doğduğu üzere nasipsiz  ilim sahibini  tasvir etmektedir. Ayrıca kapının eşiğini bile aşamayacak kadar yanlış yerde küçülmüş,  kapı kendisine duvar olmuş. İçeride nasiplenen beşer, Allahın huzurunda ve doğru yerde küçülmüştür.

19 Mayıs 2011

Tek Dil, Tek Bayrak, Tek Vatan



 

ArslanTepe
Kuleli Askeri Lisesi Gösterisinden.
19 Mayısın Ruhu Tam Bağımsızlık Ruhudur. Bunu anlamamış olmak, geçmişine kahpe bir kurşun sıkmak, bu millete, bu vatana, kurtuluş mücadelesi verip, şehit olan dedelerimize ihanet etmek demektir. Pasta keserek bu günü kutlayanlar, şerefine çuval geçirilipte sesi çıkmayanlardır.




Fotoğraf Yazara Aittir


14 Mayıs 2011

Sokakta Yatan İnsan Değil İnsanlıktır.

FİZİKSEL VE PSİKOLOJİK EVSİZLİK



Madde 25.1. Herkesin kendisinin ve ailesinin sağlık ve refahı için beslenme, giyim, konut ve tıbbi bakım hakkı vardır. Herkes, işsizlik, hastalık, sakatlık, dulluk, yaşlılık ve kendi iradesi dışındaki koşullardan doğan geçim sıkıntısı durumunda güvenlik hakkına sahiptir.

Yalnızca sokaklarda yatan insanların evsiz olarak adlandırılması doğru değil. Zira zorunlu barınma giderlerini karşılamaktan uzak, derme çatma kulübelerde yaşayan bireyler ya da aileler, aile içi şiddet sonucu evlerini terkeden ya da gidecek yeri olmadığı için şiddete boyun eğmeye devam eden kadınlar, 18 yaşını bitirdiği için devlet korumasından çıkan öksüz ve yetimler, tedavi olamayan alkol ve uyuşturucu bağımlıları, 60 yaşın üzerinde olup sosyal güvencesi olmayan ve aile korumasından yoksun yaşlılar, yasadışı yöntemler ile çalıştırılan kaçak göçmenler ve seks köleleri, savaş sonucu evsiz kalanlar, göçmen kamplarında yaşayanlar da hesaba katıldığında tüm dünyada evsiz insan sayısının az olmadığı görülüyor. Bu gruba yalnızca evsiz kalmamak için geliri ile orantısız kira ödeyerek, borçlanarak yaşamını sürdürmeye çalışan alt orta sınıfın tümünü de aslında katmak gerekiyor. Sosyal dayanışmanın zayıfladığı büyük kentlerde bu büyük grup artık her an gerçekten sokakta yaşama tehdidi altında.
Ancak evsizlik, yalnızca barınmak için evi olmayan kişiler için kullanılan bir terim değil. Savaş, doğal afetler, politik mültecilik gibi etkenler birçok insanı evinden koparıyor. Mülteci kampları, afet konutları, ya da acil barınma gibi modellerle karşımıza çıkan konutların tümüne birden “geçici konut” diyoruz. Hatta bu gruba yaşlı ve çocuk koruma evlerini de dahil etmek gerekiyor. Geçici evlerde yaşayan insanların büyük bölümü de barınacak yeri olmasına rağmen, kendisini evsiz görüyor. Çünkü, mekâna aidiyet duygusu ile bağlanamıyorlar. Bu durumda olan kişilerin tümü de başlarının üzerindeki çatıya rağmen psikolojik açıdan evsiz... Fiziksel veya psikolojik açıdan evsizlik genelde bir travmaya işaret ediyor; öyle ki zaten evin kaybı tek başına bir travma.... Çoğu kez buna bir de evin kaybına neden olan fiziksel veya toplumsal olayın şiddet boyutu eklenince, evsiz insanların sadece fiziksel bir barınağa değil, ait olabilecekleri bir yere gereksinim duydukları ortaya çıkıyor. Dolayısı ile ucuz ve erişilebilir geçici konutun aynı zamanda konukların rehabilitasyonuna ve travmanın onarılmasına destek veren bir niteliğe sahip olması gerekiyor.

AKOM : 444 25 66 İBB Beyaz Masa: 0 212 521 84 65 Zabıta: 153


Fotoğraf yazara aittir

11 Mayıs 2011

Saltanat Kapısı

Sarayın giriş tarafı Sultanın kabul ve görüşmeleri, tören salonunun diğer tarafındaki kanat ise harem bölümü olarak kullanılmıştı. İç dekorasyonu, mobilyaları, ipek halı ve perdeleri ve diğer tüm eşyası eksiksiz olarak, orijinaldeki gibi günümüze gelmiştir. Dolmabahçe Sarayı mevcut hiçbir sarayda bulunmayan bir zenginlik ve ihtişama sahiptir. Duvar ve tavanlar devrin Avrupalı sanatkârlarının resimleri ve tonlarca ağırlığında altın süslemeleri ile dekore edilmiştir.

Imperial ( Sultanate )  Gate 

Dolmabahce Palace built in 19 th century is one of the most glamorous palaces in the world. It was the administrative center of the late Ottoman Empire with the last of Ottoman Sultans was residing there. After the foundation of the Turkish Republic in Ankara, Mustafa Kemal Ataturk transferred all government functions to the youthful capital but on his visits to Istanbul Ataturk occupied only a small room at Dolmabahce Palace as his own. He stayed, welcomed his foreign guests and made a practical center for national, historical and language congress and for international conferences.
Dolmabahce palace has a great meaning for Turkish people since the supreme leader Mustafa Kemal Ataturk had used the palace as a residence and spent the most serious period of his illness and he passed away in this palace on 10 th of November 1938 at 9:05 AM, all the clocks in the palace are stopped at this time. Later on it was converted into a museum. It is wandered with a special sense of respect. 


Fotoğraf yazara aittir.

4 Mayıs 2011

Proleter Duruş




Geçimini sağlayabilmek için emek gücünü ücret ya da maaş karşılığı satmak zorunda olanlara işçi (proleter) denir. Bu açıdan, Türkçede yer etmiş, işçi ve memur arasındaki ayrım sınıfsal değil, hukukidir.

İşçi sınıfı (Proletarya) toplumun, geçim araçlarını herhangi bir sermayeden elde edilen kârdan değil, tamamıyla ve yalnızca kendi emeğinin satışından sağlayan; sevinci ve üzüntüsü, yaşaması ve ölmesi, tüm varlığı emek talebine, dolayısıyla işlerin iyi gittiği dönemler ile kötü gittiği dönemlerin birbirlerinin yerini almasına, sınırsız rekabetten doğan dalgalanmalara dayanan sınıfıdır.

Bütün Emekçilere Selamola


Müzik> Cem Karaca-İŞÇİ MARŞI