23 Haziran 2011

Denizlerimizde Kirlilik

Temiz Denizler Umuduyla


























Türkiye, deniz ulaştırması açısından dünyanın en önemli noktalrından birisinde bulunmaktadır. Karadeniz ile Akdeniz arasındaki tek deniz ulaşım yolu İstanbul ve Çanakkale Boğazları ile Marmara deniz vasıtası ile sağlanmaktadır. Boğazlarımızdaki deniz trafiği, özellikle İstanbul Boğazı gibi yoğun yapılaşmanın görüldüğü noktalarda doğal ve yapay çevre bakımından çok ciddi çevresel riskler yatmaktadır. 

 
Çevre koruma ve gözlem raporları programı gereğince  Marmara Denizi genelinde yer alan, Çanakkale Boğazı'ndan Ege Denizi'ne uzanan 150'yi aşkın istasyonda tamamlanan ölçümler, sonlandı. 28.12.2011

İşte rapor sonuçları!

  • Proje kapsamında, Boğaziçi'nin Karadeniz çıkışından, Çanakkale Boğazı Ege Denizi çıkışına kadar olan bölge dahil tüm Marmara Denizi'nin oşinografik (fiziksel-kimyasal), sedimantolojik, klimatolojik, hidrolojik, kimyasal, biyolojik (Genel biyolojik ve balıkçılık biyolojisi) ve jeolojik etüdü gerçekleştirildi.
  • Etüt sonucunda elde edilen bulgulara göre; Marmara Denizi'nin çok büyük bölümünün, deniz özelliklerine sahip bir su kütlesi değil, açık bir fosseptik olduğu belirlendi.
  • Marmara Denizi'nin büyük bir bölümünde, özellikle de doğu kesimlerinde, suda çözünmüş oksijen değerlerinin çok düşük seviyelerde olduğu, hatta yer yer anoksik (oksijensiz) bölgelerin bulunduğu tespit edilen projeye göre, evsel atıkların Marmara Denizi geneline had safhada etki ettiği, sanayi ve tarımsal atıklara Marmara Denizi'nin her bölümünde yoğun bir şekilde rastlandığı ortaya çıktı.

  • Proje sonuçlarına göre, ayrıca Marmara Denizi'nin büyük bir bölümünde, nitrat, nitrit ve amonyak değerlerinin çok yüksek olduğu, İstanbul'a yaklaştıkca Marmara Denizi'nin dip yapısında canlılığın yer yer sıfıra düştüğü ve denizin üst su tabakasında özellikle göçer balıkların konaklayacağı ve besleneceği seviyelerin ortalama 5–7 metre kalınlıkta ve çok yetersiz olduğu tespit edildi.


Fotoğraf yazara aittir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder